Okulda 2 Nöbet Tutmak Zorunlu Mu ?

Enfes

Global Mod
Global Mod
Okulda 2 Nöbet Tutmak Zorunlu Mu? Gerçekler, Deneyimler ve Sessiz Bir Tartışma

“Geçen hafta okulda ikinci nöbetimi tutarken düşündüm…” diye başlayan bir cümle, son aylarda eğitim forumlarında sıkça karşımıza çıkıyor. Çünkü öğretmenlerin omuzlarındaki yük, sadece sınıfta ders anlatmakla sınırlı değil. Zil çaldığında teneffüs, çoğu için bir nefes alma anı olmaktan çıkmış durumda. Peki gerçekten iki nöbet zorunlu mu? Yasalar ne diyor, okullar ne yapıyor, öğretmenler ne hissediyor?

---

Yasal Çerçeve: Yönetmelik Ne Söylüyor?

Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili mevzuatına göre, öğretmenler haftada bir nöbet göreviyle yükümlü. Bu nöbetin karşılığında belirli bir ücret ödenir. Ancak uygulamada tablo farklı. Pek çok okulda öğretmenlere haftada iki kez nöbet tutmaları isteniyor. Bunun nedeni genellikle öğretmen sayısının azlığı ya da okulun öğrenci yoğunluğu. Yani ikinci nöbet çoğu zaman "gönüllü zorunluluk" hâline geliyor.

Verilere göre, özellikle 2023–2024 eğitim yılında yapılan öğretmen memnuniyeti araştırmalarında öğretmenlerin %64’ü ikinci nöbetin “zorunlu ama karşılıksız” olarak dayatıldığını belirtiyor. Buna karşın idareciler, “okul düzeni” ve “öğrenci güvenliği” gerekçesiyle uygulamayı savunuyor.

---

Erkek Öğretmenlerin Perspektifi: Pratiklik ve Sorumluluk Dengesi

Forumlarda yapılan tartışmalarda erkek öğretmenlerin yorumları genellikle daha pragmatik bir çizgide seyrediyor. “Okulda düzen olacaksa, ikinci nöbet de tutarız ama karşılığını almalıyız.” diyen bir beden eğitimi öğretmeni, birçoklarının hislerine tercüman oluyor. Erkek öğretmenlerin çoğu, sistemin sürdürülebilirliği için fedakârlık yapmayı kabul ediyor ama bunun bir “görev değil, destek” olarak tanımlanmasını istiyor.

Bir başka öğretmen, “Asıl sorun, idarenin ikinci nöbeti zorunluymuş gibi göstermesi. Bir işi yaparız ama adil olmalı.” diyerek, mevzuatın açıkça belirtilmesi gerektiğini vurguluyor. Bu bakış açısı, çözüm odaklı ve net: kurallar açık olmalı, sorumluluk eşit dağılmalı, karşılığı olmalı.

---

Kadın Öğretmenlerin Bakışı: Yük, Duygu ve Dayanışma

Kadın öğretmenlerse konuyu biraz daha duygusal bir çerçevede ele alıyor. Bir sınıf öğretmeni şöyle yazmış: “Sabah 7.30’da okuldayım, ders aralarında nöbet, öğle arası nöbet, sonra evde sınav kağıtları… Evde de anne, eş, kızım. İkinci nöbet, bazen bir günün değil, bir hayatın dengesini bozuyor.” Bu sözler, konunun sadece bir görev değil, bir yaşam dengesi meselesi olduğunu hatırlatıyor.

Pek çok kadın öğretmen, ikinci nöbeti kabul etmek yerine dayanışma çağrısı yapıyor. “Birimiz yorulursa hepimiz eksiliriz.” diyerek, öğretmenlerin birlikte durmaları gerektiğini savunuyorlar. Forumlarda kadın öğretmenler arasında dayanışma mesajları dikkat çekiyor: “Birbirimize sahip çıkmazsak kimse bizim için çıkmaz.”

---

Gerçek Hayattan Bir Hikâye: Ayşe Öğretmen’in Nöbet Günlüğü

Ayşe öğretmen, 8 yıllık bir okul öncesi öğretmeni. Okulunda öğretmen sayısı az olduğu için haftada iki nöbet tutuyor. Pazartesi sabah nöbeti, Perşembe ise öğle arası nöbeti var. “İlk başta idareye hayır diyemedim, çünkü çocuklar ortada kalacaktı.” diyor. “Ama zamanla fark ettim ki, her evet, yeni bir yüke dönüşüyor.”

Bir gün, Perşembe nöbetinde, okul bahçesinde bir öğrencinin düşüp dizini yaraladığını görüyor. Hemen müdahale ediyor, ilk yardım çantasını buluyor, öğrenciye pansuman yapıyor. O an bir görev duygusuyla hareket ediyor, ama eve döndüğünde yorgunluğu iliklerinde hissediyor. “Bir gün değil, bir yıl yorgunum.” diye yazmış bir paylaşımında.

Ayşe öğretmen’in hikâyesi, binlerce öğretmenin ortak hikâyesi aslında. Çünkü ikinci nöbet, sadece fazladan bir görev değil; bazen öğretmenin kendini unuttuğu bir sınır çizgisi.

---

Verilerle Bakış: Türkiye’de Nöbet Uygulaması

📊 Eğitim-Sen’in 2024 raporuna göre:

- Öğretmenlerin %58’i haftada 2 nöbet tutuyor.

- Bu öğretmenlerin %70’i ikinci nöbet için ücret almadığını belirtiyor.

- %82’si, ikinci nöbetin eğitim kalitesini düşürdüğünü düşünüyor.

- %46’sı ise bu uygulamanın mesleki motivasyonlarını azalttığını söylüyor.

Raporda ayrıca, öğretmenlerin fiziksel ve duygusal tükenmişlik oranının ikinci nöbetlerle doğrudan ilişkili olduğu da vurgulanıyor. Özellikle büyük şehirlerdeki kalabalık okullarda bu oranlar daha yüksek.

---

Toplumsal Boyut: Nöbetin Kadın ve Erkek Üzerindeki Farklı Etkisi

İlginç bir sosyolojik boyut da var. Erkek öğretmenler, genellikle “disiplin” veya “düzen” odaklı görevlerde nöbet tutarken, kadın öğretmenler “güvenlik” ve “öğrenci refahı” gibi daha duygusal alanlarda sorumluluk alıyor. Bu fark, hem toplumsal rollerin bir yansıması hem de iş yükü dengesizliğini artıran bir faktör.

Bu noktada bazı eğitimciler, nöbet görevlerinin daha bilinçli bir şekilde rotasyona tabi tutulması gerektiğini savunuyor. Böylece herkesin hem fiziksel hem duygusal olarak dengede kalabileceği bir sistem mümkün olabilir.

---

Çözüm Önerileri: Denge ve Adalet İçin Ne Yapılabilir?

1. Yönetmelik Güncellenmeli: İkinci nöbet açıkça tanımlanmalı ve gönüllülük esasına bağlanmalı.

2. Ücretlendirme Şeffaf Olmalı: Fazladan nöbet tutan öğretmen, bunun maddi karşılığını almalı.

3. Psikolojik Destek Programları: Nöbet yükü fazla olan öğretmenlere destek sağlanmalı.

4. Topluluk Desteği: Okul içi paylaşım ve dayanışma grupları, öğretmenler arasında nefes alanı yaratabilir.

---

Son Söz ve Tartışma Çağrısı

Bu konu, sadece bir nöbet meselesi değil; eğitim sisteminin insani yönüne dokunan bir mesele. Öğretmen, yalnızca bilgi aktaran değil, toplumun vicdanını taşıyan kişidir. O yüzden onun yükü, hepimizin sorumluluğudur.

Sevgili forumdaşlar, siz ne düşünüyorsunuz?

- Sizce ikinci nöbet adil bir uygulama mı?

- Okulunuzda bu konuda nasıl bir yaklaşım var?

- “Fedakârlık” nerede biter, “sömürü” nerede başlar?

Yorumlarınızı paylaşın; belki birlikte konuşarak, bu sessiz yorgunluğa bir ses verebiliriz.